Rektör ÇEPNİ: Kıbrıs’ı, Kıbrıslıları çok seviyorum
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Elif ÇEPNİ, Kıbrıs Haberci Gazetesine konuk oldu. Röportajın ayrıntılarını aşağıdan okuyabilirsiniz.
Bu seferki söyleşimiz biraz farklı başladı. Her zamanki mütevazı kimliğiyle Prof. Dr. Elif Çepni “Ne isterseniz sorabilirsiniz Togay Hocam” diye başlattı söyleşimizi, sade Türk kahvelerimizi yudumlarken.
Hümanist, lider, başarılı bir rektör ve oldukça mütevazı bir insan vardı karşımda.
KKTC Üniversitelerinde görev yapan iki kadın rektörden biri, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Elif Çepni…“Kıbrıs Akdenizin’in İncisi” diyor ve Kıbrıs’ı, Kıbrıslıları çok seviyor.
“Hocam, bize Elif Çepni’yi tanıtır mısınız?” diye başlıyorum sorularıma. Kendisi de gayet yumuşak bir sesle “Ben Gaziverenliyim!” diye başlıyor anlatmaya. Benim şaşırdığımı görünce “Evet, Gaziverenliyim, Her şey geçtiğimiz yılın yaz aylarının sonunda başladı. Gelen teklif ve hemen verilen bir kararın ardından, kendimi ilk kez geldiğim Kıbrıs Adası’nda buldum. Ani bir karar olduğu için Kıbrıs’a gelmeden önce biraz tedirgin olmuştum. Daha bir yılı doldurmadan sanki yıllardır burada yaşamış gibi hissediyorum kendimi. Böyle hissetmemin en büyük nedeninin Güzelyurt ve yöre halkının sıcaklığının ve sevgisinin olduğunu düşünüyorum” diyor.
“BABAM, EN BÜYÜK DESTEĞİM”
“Yaşamıma dair anlatacak çok şey var” diyor Elif Hoca’mız. Ben de “Çok haklısınız, sizinkisi bir başarı öyküsü, isterseniz 1968 yılından başlayın” diyorum. Başlıyor anlatmaya: “Doğum yerim Karabük, yıl 1968. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Karabük Koleji’nde tamamladım. Babam, eğitim hayatımda en büyük desteğim oldu.1990 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldum. Ardından akademik kariyerim devam etti ve bugünlere geldik. Dört kardeşiz, birbirine çok bağlı, birbirini çok seven kişilerden oluşan bir aileye sahip olmam en büyük zenginliğim” diye ekliyor.
“ÖNÜMÜZDE UZUN BİR YOL VAR”
“Çiçeği burnunda üniversiteniz, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesinin, Güzelyurt bölgesine kattığı canlılık gözlerden kaçmıyor” dediğimde gülümsüyor ve ekliyor “Yeni bir üniversite, yapılacak çok iş ve önümüzde çok uzun bir yol var. Ama bu kısacık dönemde bile yaptığımız işlerin ürününü aldığımızı, her geçen gün üniversitemizin güçlenip geliştiğini, Güzelyurt ve yöresine hareket getirdiğini görmek inanılmaz mutlu ediyor beni. Geçtiğimiz şubat ayı içerisinde bizim için çok önemli olan YÖK denetlemesini başarı ile tamamladık. Bu bizim doğru yolda olduğumuzun, ileriki dönemlerde de çok büyük başarılara imza atacağımızın göstergesidir. Üniversitemizin kalitesini artırmak için ben ve çalışma arkadaşlarım her türlü çabayı gösteriyoruz. Takım ruhu ile çalışıyoruz.” derken duygu ve gururu gözlerinden okunuyor Elif Hoca’mızın.
YOĞUN TEMPOSU DIŞINDA…
“Üniversitedeki bu yoğun çalışma temponuz dışında ne gibi uğraşlarınız vardır?” diye sordum, kendisi de “Ben, Dünya Sanat Bilim Akademisi Üyesiyim, Yüksek Öğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) dış değerlendiricilerinden biri ve takım başkanı olarak görev yapıyorum. Okuma yazma gibi faaliyetleri seviyorum, şu anda uzun vadeli stratejilere yönelik, yönetim konusunda kitap yazmaktayım; kazancımın büyük bir kısmını kitaplara harcıyorum. Bilimsel çalışmalarım dışında en büyük hobim yüzmek. Fırsat buldukça Operaya gitmeyi ve Latin müziği dinlemeyi de çok seviyorum, eski kitapçılar ve antikacılar sık sık ziyaret ettiğim yerler. Mutfakla aram çok iyi, farklı ülke ve kültürlere ait yemek çeşitlerini, özellikle sağlıklı yemekler yapmayı çok seviyorum.” diyor hocamız.
“Sohbetimiz ilerledikçe Elif Hoca’mızın zengin kişiliği de daha çok ortaya çıkıyor. Çevrenizde hümanist, insana güven veren bir duruşunuzun olduğu söylenir” deyince “Bu benim karakterimde varolan bir özellik sanırım. İnsanlara, insani duygular ile yaklaşmayı seviyorum, onlara değer veriyorum. Zaten din, dil, ırk gibi farklılıkları gözeterek yapılan ayrımcılıklara çok karşıyım, liyakata çok önem veriyorum, adil bir yönetici olmaya çalışıyorum, takım çalışması yapmayı çok seviyorum, değişik fikirlerin zenginlik olduğuna inanıyorum, dünya vatandaşlığına çok önem veriyorum, en büyük hayalim fakir ülkeleri ve halklarını kalkındırmaktır. Bu yüzden böyle düşünülüyor belki. Bu vesile ile bu güzel yakıştırmalarından dolayı herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.” diyor.
“BİR ŞEYLER EKSİK”
Saygın bir ekonomist olan Prof. Dr. Elif Çepni’ye, dünyanın gidişatını sorunca “Dünyada ekonomik hayatta çok büyük değişiklikler olmakta ancak eğitim, yöntem ve içerikleri aynı hızla değişmiyor, üretimde dijitalleşme ön planda, emeğin yerini robotlar alacak.” diyor hocamız ve ekliyor ardından. “İnsanların gelir düzeyi arttıkça ne yazık ki stres, sıkıntı ve yabancılaşmaları da paralel olarak artıyor. Zenginleşiyoruz belki ancak insanlar daha az mutlu artık. Bunu düzeltmek için hümanist politikalara ihtiyaç var. Bir şeyin değerinin sadece fiyatla biçilemeyeceğini bilmek gerekiyor. Rekabet elbette güzel ancak kol kola olup tamamlayıcılık daha güzel. Bunları yeterince öğretemiyoruz. Ülkelerin ekonomik göstergeleri önemli olduğu kadar sosyal göstergeleri de çok önemlidir. Yapay gerçeklik, sanal gerçeklik önemli ama bizim yaratıcılığımız ve kişisel becerilerimiz, insani değerlerimiz bilgisayara yüklenemediğinden bir şeyler eksik kalıyor.” diyerek ders verir nitelikte bir yanıt veriyor hocamız.
Bu yoğun temposunda beni kırmayıp hayata, insanlığa dair çok güzel mesajlar içeren röportajı gerçekleştirmemizi sağlayan Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Elif Çepni’ye sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunarım.